Kolesterol Yüksekliği Neden Olur? Kolesterol İlaçları Faydalı mıdır?
Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Arslandağ konu hakkında bilgiler verdi.
Kolesterol vücudun temel yapıtaşlarından birisidir ve bazı hormonların üretilebilmesi, savunma sistemimiz ve beyin dokusu için hayati önemle ihtiyaçtır. Çeşitli besin maddeleri ile tedarik edilmeli ve vücut tarafından bu ürünlerin üretilmesi için kullanılmalıdır. Ancak elbette tüm diğer aşırılıklarda olduğu gibi, yüksek kolesterol değerleri damar sağlığı açısından ciddi sorunlar doğurabilmektedir.
Bağırsaklardan emilen yağ partikülleri karaciğerimize ulaşınca çeşitli kolesterol formları halinde üretilip kana salıverilirler. Dokularımız da bu formları ihtiyaçları oranında çekerek kullanırlar. Damar sertliği denilen hastalık da bu kolesterolün damar duvarında birikmeye başlaması ile ateşlenir. Kolesterolün damar duvarına girebilmesi için damar duvarının bütünlüğünün bozulması gerekmektedir, işte sigara ve diğer tütün mamülleri, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı ve bazı bakteriyel hastalıklar bütünlüğü bozar ve kolesterolün damardan dışarı doğru çıkmasına neden olur. Temelde inflamatuar yani yangısal bir olay olan damar sertliği (ateroskleroz) kolesterol ilaçları ile kontrol altına alınabilmektedir.
Teknolojinin ve tıbbın ilerlemesi ile bir çok mekanizma kullanan kolesterol ilaçları üretilmiştir. Daha eskiden bizzat bağırsaklardan yağın emilimini bozan yada azaltan ilaçlar revaçta iken artık daha sofistike ve daha yararlı olan ilaçlar tercih edilmektedir. İlaçların etki mekanizmaları oldukça detaylı ve kafa karıştırıcı olduğu için yazımızın temel amacı olan ilaçların kullanımı ile ilgilenmemiz daha doğru olacaktır.
Bir nedenle kolesterol yüksekliği gelişmiş hasta mevcut risk faktörleri ile birlikte değerlendirildikten sonra ilaç tedavisi mi yoksa diyet tedavisi ile mi tedavi edileceğine karar verilir. Görüldüğü gibi kolesterol sadece ilaçlarla tedavi edilmemektedir. Hastanın klinik durumuna göre sıkı bir diyet ve egsersiz kontrolü ile kan kolesterol düzeyi düşürülebilir. Ancak hastanın klinik durumu diyet ve egsersizin yalnız başına yeterli olmadığına işaret ediyorsa yada bu iki yöntem yetersiz kalıyorsa o zaman ilaç tedavisi kullanmak gerekecektir. Ancak ilaçların başlanması “- Artık diyete gerek yok!” anlamına gelmemektedir, ilaç tedavisi ile birlikte diyet ve egzersize de devam edilecektir.
Piyasa da en çok bulunan ürünler HMGCoA Redüktaz inhibütörleri yani Statin olarak adlandırılan ve Fibrat denilen ilaçlardır. Bu iki grup ilaç farklı mekanizmalar ile kolesterol değerlerini azaltırlar. Temel olarak fibrik asit deriveleri daha ziyade trigliserit ve statinler LDL düzeylerin azaltmaktadır. Bu ilaçların direk kolesterol düşürücü etkileri olması yanında yardımcı etkileri diyebileceğimiz “peliotropik” etkileri de vardır. Bu yardımcı etkiler ile damar sağlığı yanında kemik erimesi, Alzheimer Hastalığı, Aort kapak darlığı gibi bazı hastalıklarda da kullanılabilme umutları doğmuştur. Statinler kolesterolün biriktiği damar duvarından tekrar ayrılmasını ve yeniden oraya bağlanmamasını sağlayarak damar sertliğini yavaşlatır, ilerlemesini durdurur ve bazı durumlarda geriletir. Süper statinler diyebileceğimiz Atorvastatin ve Rosuvastatin molekülleri işte böyle faydalı etkilere sahiptirler. Uygun dozda ve doğru klinik durumda tercih edilmeleri halinde tıpkı bir aspirin gibi hayat kurtarıcı olacaklardır.
Kolesterol ilaçlarının yan etkileri korkunç değildir ve sık gözlenmez. Uygun ve doğru kullanımları hallerinde karaciğere kalıcı zarar verme ihtimalleri çok düşüktür, böbreklere kalıcı zarar ihtimali ise daha da düşüktür. Bir çok antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar bu 2 organa daha ciddi ve daha sık hasra vermektedir. Bu ilaçların en korkulan yan etkisi ise kas erimesi ile kendini gösteren “Rabdomiyoliz” tablosudur. Bu risk de oldukça düşüktür ama konuya hâkim olmak ve düzenli kontroller ile öngörülebilir. Sırf bu yan etkileri var diye ilaçları bırakmak yada kendince anlamsız doz aralıkları uygulamak yanlış ve zararlıdır.